Merhabalar herkeze, yazılarım gecikmeli ve duzensiz geliyor fakat suanda hali hazırda ege gezime başlamış bulunmaktayım. Dolayısıyla boş zamanım oldukca yazılara ağırlık vereceğim.

Suanda Cunda Adasında (Alibey Adasında) kamptayım, ve kendime güzel bir nokta buldum.

Coğunlukla ücretsiz kamp alanı olarak Ordunç Koyu bilinir fakat orası bir hayli sıkıntılı. Jandarma sürekli gelip kamp ve ateş yakmanın yasak olduğunu ve uymayanların cezai işleme tabi olacağını anons edip duruyor. 

Peki ozaman cundada ücretsiz nerede kamp yapabilirim?

Asağıdaki haritada cizdiğim alanlar sakin elektriğin olmadığı yerler fakat kafa dinlemek için müthiş alanlar. Tabiki böyle yerler içinde arabanıza biraz acımıcaksınız cünkü yollar olabildiğince kötü.

Yeşil olan alan normalde 2 cadırın rahatlıkla kamp kurabilecegi bir alan, ama buraya kadar gelmek biraz daha sıkıntı arabalar icin ayrıca herhangi bir agaç olmadığı için rüzgarla direk karşı karşıya kalıyorsunuz. Ateş yakmak çözüm olabilir ısınmak için fakat, ben yinede kimsenin tavuğuna kış demeden sakince kamp yapabilmek için ateş yakmadım. Burası çok açıkda biryer ve Cundadan Ayvalıkdan rahatlıkla görünen bir alan. 

Kırmızı olan yerler ise ben yolda gelirken kamp yapanları gördüğüm yerler. Zeytin agaçlarının icerisinde suyun kenarında güzel noktalar.

Tabiki bu bölgelerde su, tuvalet yahut duş alabileceğiıniz bir yer yok. Buna göre hazırlıklı gelmeniz kazım. Birde sürekli Cundaya kadar gitmemek için yiyeceğinizi alıp hazırlıklı gelmenizi öneririm, o yollara arabayı sürekli vurmak pekde iyi olmaz açıkcası.

 

Cundada ücretli kamp alanları?

Odunç Koyundan dönerken gördüğüm Ada Camping yer olarak gayet güzel biryerde bulunuyor, belkide onların orada olmasından dolayı odunç koyunda kamp yapmak yasaklanmış olabilir. Fiyatları ise bi haylı yüksek. Kişi başı geceliği 90 TL, araba içinde ekstradan 10 TL veriyorsunuz. Totalde 100 TL ye geliyor. Elektrik, camaşır makinası buz dolabı kullanımı fiyatlarına teker teker girmeyeceğim dahi. Siz anladınız nedemek istediğim. Biraz ucuk buldum acıkcası listeyi görünce.

The post Cunda Adasında Kamp appeared first on Emrah Ede - Travel Blog.

Japonya seyahetime Japonyanin kuzeyinden Hokkaido bolgesindeki en buyuk sehir olan Sapporo dan basladim. Bu sehirde gormek istedigim bir kac yer ve bir kac yemek cesidi disinda baska ilgimi ceken birsey yoktu fakat yinede uygun bir bilet buldugum icin Japonya gezime bu sehirden baslamak istedim.

Sapporoya olan ucusum, Toronto dan Hong Kong’a ve orada 3 saat bekledikden sonra bir 5 saatlik yolculukla Sapporoya gecisimle son buldu. Sapporoya Kasim ayinin ortalarinda yani kis mevsiminda gitmistim ve Torontodan pek bir farki yoktu!

Japonyanin pahali biryer oldugunu biliyordum bu yuzden 3 gun Sapporoya, 2 gun Tokyoya ayirmistim. Neden boyle bir sacmalik yaptim bilmiyorum tabiki 🙂 Tokyoya daha cok zaman ayirmam lazimdi diyebilirim. Neyse konudan sapmadan devam edeyim.

Sapporoda tutugum apartman dairesi 2 oda bir salon ve gunluk bedeli ortalama $40 CAD civariydi. Bukadar pahaliya genellikle kalmam ama o tarihde bulabildigim en uygun yer burasiydi ve son dakikaya birakmistim kalacak yer olayini. Evde hersey kendilerine gore ufak tefek olarak dizayn edilmisti.

Evime yerlesir yerlesmez, direkt olarak bir 7/11 marketine gittim ve bazi bulabildigim seyleri aldim. Burada icki fiyatlari Turkiyeye ve Canadaya nazaran cok uygundu! Elimde tuttugum 70 lik whisky 900 Japon yeni yani o doneme gore ortalama $11 CAD ve 48 TL civari yapiyordu. Bu para cevirilerini yapmakdanse direkt olarak Japon yeni fiyatini yazayim daha iyi.

Diger yiyecek ve iceceklerin ortalama fiyatlari soyleydi:

O gece bir guzel dinlendikden sonra, sabahina kalkip direk olarak bunlarin meshur olan Ramen Shingen dogru yola ciktim. Mekana geldigimde bahsedildigi gibi o soguk havada dahi disarida kuyruk vardi ve bekleyenler genellikle japondu. Bu mekan rameniyle unlu biryer oldugunu okumustum fakat icerigini okumadigim icin direk buraya gittim. Torontoda bulundugum surecte ramenin hercesidi oldugu icin bu mekandada ayni sekilde olacagini dusunmustum, fakat yaptiklari hersey sadece domuz etiyleydi. Domuzun etini mecbur kalmadigim surece yemiyorum ama corbasinda pek sikinti olmuyor benim icin. O yuzden yarim bir ramen etsiz olarak soyledim ve yapabileceklerini soylediler. Miso corbali rameni geldi ve dedikleri kadar lezzeti yerindeydi. Herzamanki gibi ufak yerlesik mekanlar herdaim daha lezzetli yapiyor yemeklerini olan dusuncemi bir defa daha dogrulamistim.

Yemegimi yeyip enerjimi topladikdan sonra Sapporonun bir diger noktasi olan TV Tower ve JR Towerine gidip aksama sabirsizlikla bekledigim Cengiz Han BBQ sunu bekliyordum. Sansima o gun hava kapali oldugu icin pek etrafimi goremeyecegimi bile bile yinede JR Towera ciktim ve guzel biraz zaman gecirdikden sonra eve dondum.

Aksam, arkadasim isten ciktikdan sonra beni aradi ve beraber Cengiz Han BBQ yemeye gitttik. Bu ulkede ne yemeye gidesek gidelim bir sira bekliyorduk ki bu mekandada ayni sekilde biraz bekledikden sonra 2 tabure bosaldi ve oturduk yemek icin. Tabure dememdeki sebebp genelde gittigim yerler cok luks olmayan yerler yahutta japonlarin genelde kulturu buydu hep tezgah basinda oturma uzerineydi. Bizim ocak basi gibi biraz.

Cengiz Han BBQ su bol soganla doldurulmus, alttan kozle isitilarak pisirilen bir mangal sekli. Bunlarin bilmedigi birteksey ise adamlar mangalin uzerine bir kuyruk yagi koyuyor ve mangali komple o yagla siliyorlar. Hani biz deriz ya kuyruk yagi en guzel lezzeti verir, adamlar tam olarak bunu uyguluyor gerisi bildigin sogan ve et. Size soyle soyliyebilirim, 300 gram et ve 300 gram dogranmis sogana 5000 JPY verdim, gerisini siz hesplayin! Ne olursa olsun, denemek tecrube etmek guzel sey bunlari, ben paylasiyorum sadece tecrube edip etmemek size kalmis birsey. Ben kendim daha guzel yaptigima eminim ama buralarda yedigim bir cogu BBQ yu!

Sapporo yazimiz burada son buluyor, burasiyla ilgili bir kac videoda cekmistim, izlemek isteyenler olursa linki asagiya birakiyorum.

The post Sapporo appeared first on Emrah Ede - Travel Blog.

Bugun pek uzun bir yazi olmayacak. Bugun sizinle vietnamda gördüğüm bazı degisik olayları, ve vietnam savaşı konusunda oradayken öğrendiğim bazı bilgileri vermek istedim.

 Hizlica vietnam savasindan bahsedeyim size, Vietnam Savaşı bir diger adıyla “Ikinci Cinhindi Savaşı” Güney ve Kuzey vietnam arasında olmustur. Aslında bu savas komünist kesim ve anti komünizm kesim arasında yani güney ve kuzey vietnam arasında olmustur. Kuzeye destek veren Cin ve Sovyet birliği, güneye destek veren ise Amerika olmustur. Bu savas 1955 den 1975’e kadar tam 20 yil sürmüş ama savaşın oncesinde, bir 10 yol daha kuzey vietnam Fransız kolonisinden kurtulmaya calisirken savas vermiş. 
Bu savaşın en kotu yanlarından birtaneside, Amerikanin vietnam uzerinde kullandigi kimyasal silah. Ajan Portakal adıyla bilinen bir yaprak dokucu kimyasal.

Bu kimyasal yüzünden 3 nesildir genetiği bozuk olarak dogan çocukların görüntüleri ve yazılanlar acikcasi çok can alici ve su coronayi yasadigimiz günlerde biyolojik silahların nekadar tehlikeli olabileceğini yeterince anladigimiz donemlerde burası aklıma geldikçe biraz sinirim bozulmuyor degil.

Ama vietnamlilarin kimisi artık bu olayı biraz unutmuş yahutta yardim sever bir kaç Amerikan komutanın yaptıkları iyilik sayesinde bu müzede yazılı olan yahut amerikayi olabildiğince kötüleyen eski yazıların olmadıgından bahsediliyordu.

Bu savas sonrasında vietnamda, ailenin gecmisi senin gelecegini etkiliyor. Eğer ailen Güney vietnamliysa yani eski saigon, askeriye yahut devlet dairesinde calisamiyorsun. Yani memur olman gayet zorlaşıyor.

Vietnamda yaklaşık 7 gün kadim ve acikcasi insanlarının cana yakinligi, spor kültürleri çok dikkatimi cekti. Tabiki her ülkede olduğu gibi buralardada turist avcıları var ve insanları geldiklerine pişman ediyorlar fakat yinede tekrardan gidip görmeyi planladgim bir yer oldu benim icin.
Buradayken sasirdigim olaylardan birisi, trafik isiklarinin olmamasına rağmen trafiğin yinede düzgünce akması. Tabiki bu olay bu kültürü bilmeyen insanların karşıdan karsiya gecmesini baya zorlastiriyor. Trafik isiklari yok derken, bazı yerlede var ama bir cogu kavşakda trafik lambası yok.

Bir baska olay ise su, insanlarda sürekli bir hirsizlik korkusu olması. Ayni bu olay Tayland’da vardi, fakat burada sokaktaki satıcılar dahi telefonunu elinde taşıma, motorlular calar kapar diyerekten beni uyarmaya calisiyorlardi sürekli. Onun haricinde sizinle yakinlik kurmaya calisip, kacak taksicilik yapıp ucuza sizi bildiğiniz yerlere götürmek isteyen insanlardan uzak durun, ve herkezin ingilizce bilmesini beklemeyin. Turistik alan disinda ingilizce bilen sayısı gayet az bir ülke.

The post Vietnam Hakkindaki dusuncelerim! appeared first on Emrah Ede - Travel Blog.

Bugun arabamla kamp yolculuklarımdan birisi olan Canadanin batısında bulunan rocky daglari civarındaki BANF ve JASPER ulusal parkındaki bazı goruntelerimi aktarmak istedim. Bu süreçte videodan çok resim çektiğim icin, video içerisinde bolca resim bulunacak.

Jasper and BANF arasındaki bu muhteşem görüntüleri saklayan ve kampcilarin akın ettigi 3 saatlik yani yaklaşık 230 kilometrelik yolu görmek ve yasamak icin, 2018 Temmuzundan Torontodan yola ciktim.
Buraya arabayla gitmemdeki sebeblerden en birincisi uçakla gittiğim taktirde olabilecek masraflar ve yol uzerinde kaciracagim yüzlerce güzellikti acikcasi, ve iyikide boyle bir karar versimisim demekten kendimi alamadım.

Daha önce Kanadayi hep düzlük bir alan zannediyordum, arada ufak tepeler görsem dahi bir ova zannediyordum hep kanadayi ve özellikle Ontario bölgesini. Jasper ulusal parka kadar surecek olan ilk sürüşüm ortalama 3500 km surecekti ve ortalama 3 gunde tamamlamayı planliyordum. Benim Ontario bölgesinden çıkmam yaklaşık 16 saatimi aldi bunun nedeni ise Torontodan direk çapraz bir cikis olmaması ve kuzeye North Bay’e kadar gidip oradan da batıya doğru yolculuga devam etmemdi.

Torontodan cikisimdan yaklaşık 6 ila 8 saat sonrasında çok güzel dağlık manzaralar, benzin istasyonlarının nadir olduğu yollardan gecmeye başladım. Bu yolculuk suresinde bir litre benzinin fiyatı ortalama 1.3 – 1.4 CAD idi yani yaz donemlerinin en pahalı donemine denk gelmiştim.

Yol uzerinde giderken 2, 3 saatlik kamplar yapıyor, enerjimi topladıktan sonra yoluma devam ediyordum. Yaklaşık, 6 defa depoyu fulleyip, 5 sefer kamp icin durup, 10 sefer yemek molasından sonra Jasper yakınlarındaki bir kasabaya varip, alisverisimi yaptıktan sonra 4 günlük Icefield Parkway turuna baslamak icin Jasper Ulusal parkından giriş yaptım.

Burada 7 dağın ortasında bulunan bir sıcak kaynak suyuna girip 1 gece burada konaklayıp ertesi günü yola cikacaktim. Bu süreçte yolda bir ufak ayıyla karsilasip bir sure ardinda araba surdukden sonra yoluma yani Icefield Parkway e doğrular girmeye başladım. 

Jasper Ulusal parkin içerisinde bildiginiz kasaba tarzı turistik bir ortam kurulmuş ve çok güzel manzaraları olan yerler vardi, buraları gordukdan sonra yola koyuldum. Tabiki bu yolu koru korune 3 saatte bitirmek istemiyordum, durulması gereken bir cogu akarsu, şelale ve gol vardi.

Gollerden bazıları şöyle, Bow Golu, Peyto Golu, Mistaya Kanyonu, Bridal Veil Selalesi, Waterfowl Golu, Tangle Creek Selalesi, Sunwapta Selalesi, Athabasca Selalesi,  Valley of the Five Selalesi.

Bu golleri ziyaretim sırasında arabamı bir koseye çekip yemek hazırlamak ve yemekleri bu görüntülere bakarak yemek tamamiyle paha biçilemez bir tecrübe idi. Keske video çekme olayına o donemde başlasaydım diyorum simdi, çünkü elimde resimden baska hiç bir görüntü yok malesef.

Icefield parkway sonlarında Lake Louise uğradım, en çok turist çeken mekanlardan bitanesi, ve burada buzullara ulaşmak icin yaklaşık 2 saat yol gittikten sonra Lake Louise akan buzullara ulaştım. Senenin en sıcak zamanları olmasina rağmen buralar soğuktu ve hala buzlar duruyordu.

Sonrasında, Banf gibi güzel biryerde bir kaynak suyu daha bulmuş ve girmiştim. Banf’de 2 gece daha kap yapıp etraftaki güzel manzaraları gordukden sonra America uzerinden dönüş yolculuguma başlayıp toplamda gezimi tam 10 gün de tamamlamistim.

Firsatim olursa, tekrardan boyle bir yolculugu yapmak istiyorum ilerleyen zamanlarda, ama şimdilik elimde olan bu resimler, ve ilerleyen zamanlarda nerede olacağım, nerelerden sizinle video yahut resim paylasacagim bilmiyorum ama herzaman boyle güzellikler görmek ve paylaşmak isterim ve umarım isteyen herkezinde fırsatı olur birgun.

The post 10 Gun Bati Canada Turu appeared first on Emrah Ede - Travel Blog.

Khason Road, Bangkok’da bulunan backpackerlerin adresi olarak bilinen bir mahalle. Bangkogun merkezinde bulunan bu mahalle, aslinda oncelerden backpacker lokasyonuyken, su aralar bir cogu turistin ilk ugrak noktasi backpacker olsun olmasin her turist bir ugruyor buraya, gece eglenceleri ve ucuz hostelleride turistik ve backpacker hayati icin gayet uygun bir mahalle.

Eskiden backpackerslerin yeri dememdeki sebep ise backpackersler normalde cok fazla para harcamadan, minimalist birsekilde gezen insanlardir ve bu sokakda onlara uygun bir sokak oldugu icin meshurken, suanda tamamen turistik ve turistlerden en iyi nasil para kazaniriz havasinda bir sokak olmus durumda.

Genel olarak fiyatlar soyle:

Ve benim oralarda iken cektigim videoyuda izlemek isterseniz asagidaki linke tiklayarak ulasabilirsiniz.

Khosan road dan simdilik bukadar, ogrenmek istediginiz akliniza takilan her soru icin, youtube kanali veya asagidaki yorum kisimdan benimle iletisime gecerseniz, yardimci olmaya calisirim!

The post Khason Road – Bangkok appeared first on Emrah Ede - Travel Blog.

Selamlar herkeze. Bugun Yolculuga cikisimin ilk gunu ve cok heyecanliyim. Suan saat 6 sulari erken kalktim bir cogu yapacagim is oldugu icin. Yolculuk, bitisi olmayan bir yolculuk olacak, en azindan suandaki planim o yonde.

Gidecegim ulkeler su andaki siralamam su sekilde: Turkiye, Tayland, Kambodia, Vietnam, Laos, Myanmar, Malezya, Endonezya, Filipinler. Bunlarin siralamasi degisebilir elbette, ama kesin olarak biletimin oldugu yerler Turkiye ve Tayland su anda. Yolculuga cikmanin en guzel yani o heyecan, ama donusu olmayan yolculuga cikmanin en guzel yani canta hazirlamak sanirim. Suan cantamda neler var diye dusunuyorum daha dun kendim koymus olmama ragmen.

Soyle fotografa bakarsaniz ortalama neyle ilgilendigimi anlarsiniz. 50L sirt cantasinda sirf electronic ve Kamp malzemesiyle doldurdum diyebilirim. Kamp malzemesinden kastim cadir vs degil, kampda kullanilabilecek arac gerecler.

Neyse, nedenmi cikiyorum bu yolculuga, aslinda biraz kalabalik sehirlerdeki kosusturma, para pesinde olma dusuncesine kapildigimi gordum son bir kac senede. Oncesinde hic paraya deger vermezken, suanda su tatillere cikabilmek icin haftanin 7 gunu kendimi calismaya zorluyordum ve 2, 3 ayin sonunda tatile gidiyordum, ve tatil sonrasi tekrardan ayni kosusturma devam ediyordu. Bunlarin hepsine para pesinde kosmaya son verip, yola cikmaya karar verdim yaklasik 3 ay oncesinde. Bu 3 aylik sureci ve oncesini ilerleyen donemlerde sizlerle paylasirim, ama suanda onemli olan gun bugun.

Ben yazilim isiyle ugrasiyorum, bir kac ufak is sahibi musterim var aylik websitelerini kontrol ettigim. Bu sekilde, yolda gecimimi saglamayi planliyorum. Ama bugun son gun olmasina ragmen, bir musterimle yuz yuze gorusmem gerek ki, bu yapmayi sevmedigim birsey, cunku yuz yuze gorusme olayi benim komple planlarimi olduren bir calisma sekli, ama binde bir ihtimalle olmasi gerekiyor. Ilerleyen donemlerde nasil yuz yuze gorusme olayini hallediyoruz beraberce gorebiliriz.

Neyse arkadaslar, sizlerle daha cok sey paylasacagim, lutfen fikirlerinizi, ve benimle paylasmak istediginiz herhangi birseyi asagiya birakirsaniz hepsini okuyup cevap vermeye calisagim.

Bir sonraki yaziya kadar, disarida bir kardesiniz, abiniz var unutmayin! 😀

The post Arayis – Day 1 appeared first on Emrah Ede - Travel Blog.

The post Evden Ayrilis appeared first on Emrah Ede - Travel Blog.

Merhablar arkadaslar, bugun 20 Subat 2020. Bugun sirtcantamda neler var sizlerle onu paylasmak istedim.

Aslinda sirf sirtcantam degil, genel olarak nelere ihtiyacim olacaksa onlari aldigimi anlatmaya calisacagim sizlere. Bu aldigim urunlerin bir cogu arastirmalarim sonucu bana en yararli olacak urunler ki yapacagim yahut yapmayi planladigim ise ve yasam tarzina yonelik bir canta oldu bu biraz.

Hedefim, dunyayi gezerken fotograflar ve videolar cekmek oldugu icin cantamdaki electonikler sunlardan ibaret:

• GO Pro 7 black
• 2 extro go pro bataryasi
• Birtane 4k cekim yapan yan sanayi Go Pro
• Yaklasik 16 parcalik bir Go Pro ekipmani
• Bir tane DSLR camera ve ekstra bataryasi
• 2 tane 256 GB sd card
• 1 tane 128 GB sd card
• Macbook pro 2015 ( Video edit yapilabilecek birsey degil ama idare eder )
• 3 tane powerban ( niye lan demeyin, nerede kalacagimi bilmiyorum suan )
• 1 tane DSLR shotgun tarzi mikrofon, ve 1 tane yaka mikrofonu
• 1 tane kamera lambasi, olurda gece cekmek istedigim birsey olursa diye
• 2 tane kafa lambasi, kamp icin veya gece festivallerinde milleti kizdirmak icin 🙂
• ve olabildigince kablo

Bu malzemelerin bir cogunu Amazondan bulabilirsiniz, ve size linklerini verecegim ilerleyen donemlerde.

Nasil bir canta derseniz, sirtimda 50L bir canta, ve onume takacagim yaklasik 40L bir laptap cantasi olacak. Normalde bunlarin ikisiyle beni ucaga almazlar, ama vucuduma gore cantalar biraz ufak durdugundan bir onceki gezimde sorun olmadigi icin ayni setupla yola cikmaya karar verdim.

Kiyafet olarak, yanima alacaklarim 2 kisma ayrilacak, turkiye icin ve guney dogu asya diye ayrilcak. Cunku turkiye, kalin kiyafetlerimin bir cogunu atmayi planliyorum kismetse, hatta dusebilirsem tek cantaya dusmek daha iyi olacak benim icin. Dolayisiyla suan icin cantama koyacaklarim soyle:

• 7 ic camasiri
• 3 sort
• 5 tshirt
• 2 kot
• 3 corap
• 1 ince hirka
• 1 kalin mont ( elimde tutacagim buyuk ihtimal )
• 2 uzun kollu shirt

Arkadaslar cantam bu sekilde, suanlik ve yola cikmaya hazirim. sizinle diger canta duzenlemelerimi ve yolculugumu paylasmaya devam edecegim, lutfen takipde kalin!

The post Cantamda Neler Var? appeared first on Emrah Ede - Travel Blog.